İNSANLIK YOLU (WITH HONORS)

 

Tür: Komedi, Dram

Süre: 1s 43dk

Yönetmen: Alek Keshishian

Yazar: William Mastrosimone

Oyuncular: Joe Pesci, Brendan Fraser, Moira Kelly, Patrick Dempsey, Josh Hamilton

Ülke: ABD

IMDB Puanı: 6,7

Yayın Tarihi: 29 Nisan 1994

  Filmimizin baş kahramanı Montgomery Kessler, kısaca Monty, Harvard Üniversitesi’nde okuyan, oldukça hırslı bir son sınıf öğrencisidir. O kadar hırslıdır ki, arkadaşları tezlerini nasıl bitireceklerinin kaygısını yaşarken, onun tezi aylar öncesinden hazırdır ve artık tek yapacağı şey iftiharla mezun olmayı beklemektir. Fakat Monty’nin de yaşayarak öğreneceği gibi hayat her zaman planlandığı şekilde ilerlememektedir ve planlarımız dışında gerçekleşen bu şeyler, çoğu zaman şaşırtıcı şekilde güzel sonuçlar doğurabilmektedir. Yeter ki yolun başındaki engellere aldırmayarak, çıkıştaki manzarayı görebilmek için pes etmeden ilerlemeye devam edebilelim. Ve en önemlisi de ilerlediğimiz bu yolun bizi nasıl bir insana dönüştürdüğünün, doğru yolda olup olmadığımızın her daim farkında olalım.

  Mezun olmasına az bir zaman kala her şey yolunda giderken, bir gün Monty’nin bilgisayarı çöker ve kahramanımız elinde tezinin tek bir örneğiyle kalakalır. Paniğe kapılan Monty, saatin geç olmasına aldırmadan tezinin kopyasını almak için yola çıkar fakat kazara tezinin tek örneğini kazan dairesine düşürür ve asıl hikaye böylelikle başlar. Tezini almak için kazan dairesine inen Monty tez sayfalarını elinde tutan, kötü görünüşlü (!) bir adam bulur karşısında. Üstelik yaşamını kazan dairesinde sürdüren ve derdi ısınabilmek olan Simon isimli bu adam, tezin ilk birkaç sayfasını çoktan kazana atmıştır ve kalan sayfaları da atmak üzeredir. Monty adamı durdurmayı başarır fakat tezini alabilmek için bir anlaşma yapmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre Monty tezinin herbir sayfası için Simon’ın bir isteğini yerine getirecektir. Monty her ne kadar böyle kötü giyinimli, evsiz bir adamın yakınında bulunmak ya da ona herhangi bir şekilde yardım etmek istemese de, tezini alabilmek için onun küçük isteklerini yerine getirmesi gerektiğini anlar sonunda. Böylece ikili arasında tamamiyle tez üzerini kurulu, menfaatçi bir ilişki başlar. Fakat zorunluluk olarak başlayan bu ilişki, zamanla mecburiyet olmaktan çıkacak ve ikisinin hayatını da umulmadık şekilde değiştirecektir. Çünkü başlarda Simon’a baktığında pislik ve sefillikten başka bir şey görmeyen Monty, onun sadece zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışan biri olduğunu, daha da önemlisi onun da kendi gibi bir insan olduğunu görmeye başlar zamanla.

  Özetle, “İnsanlık Yolu” hiç beklenmedik bir anda, kötü bir şekilde tanışan iki insan arasında, zamanla kurulan sağlam bir dostluğun, oldukça etkileyici bir hikayesi. Film zaman zaman sizi güldürüyor, bazen gözlerinizi dolduruyor ve çokça da düşündürüyor. Bunu yaparken de vermek istediği mesajları gözünüze sokmadan, sizi bunaltmadan yalnızca bunları size hissettirerek veriyor. İnsan böyle bir hikayeyi izledikten sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi, izlediği şeyi yok sayarak devam edemiyor. Film, insana kendini, ulaşmak için didinip durduğu hedeflerini, hayata ve insanlara, özellikle de hiç tanımadan haklarında fikir yürüttüklerine karşı bakış açısını sorgulatıyor. Ve film bittiğinde yalnızca Monty ve Simon değil, siz de yeni dostlar edinmiş oluyorsunuz.

  Simon’ın Monty’e yazdığı şu satırlar dostunuz tarafından size yazılmış bir mektup gibi yer edip yankılanıyor zihninizde:


  “Bundan böyle ikinci veya üçüncü elden hiçbir şey almayacaksın, ölünün gözüyle de bakmayacaksın. Kitaplardaki hayallerle beslenmeyeceksin. Benim gözümle de bakmayacaksın, benden de bir şey almayacaksın. Her tarafı dinleyip, kendin için süzgeçten geçireceksin.”

  Filmin sonunda Monty’nin okuldan nasıl mezun olduğunun pek de bir önemi kalmıyor aslında. Çünkü bundan çok daha önemli bir şeyin olduğunun farkına varıyor Monty: hayattan iftiharla mezun olmak. Bizim de, tıpkı Montgomery Kessler gibi, bunun farkında olup, hayattan “iftiharla” mezun olmamız temennisiyle… Hiçbir pişmanlık olmadan!